Skip links

Mide Bypass

OBEZİTE

Çağrı Merkezi:

+90 542 414 84 34

Hızlı Teklif Al

    Mide Bypass

    Gastrik Bypass ameliyatında hem bir mide küçültme işlemi vardır hem de besinlerin bağırsaklarda katettiği yol azaltılarak emilim oranının düşürülür. Öncelikle mide yaklaşık 30 cc hacminde (bir kahve fincanı) poş kalacak şekilde küçültülür. Sonrasında, on iki parmak bağırsağı ve ince bağırsakların ilk 50-75 cm’lik bölümü devre dışı bırakılır, yani bypass edilir. Böylece hastalar hem mekanik kısıtlama nedeniyle daha az yerler hem de bağırsak kaynaklı hormonal trafik değiştiği için iştah ve yemek algıları da değişir. Ancak yenilen gıdaların bir bölümünü emebilen bağırsak kısımları devre dışı kaldığından orta seviyeli bir emilim bozukluğu söz konusudur.

    Bu ameliyatta yemek borusu ve midenin küçük bir kısmı korunarak bağırsakların jejenum denilen kısmı direk mideye dikilir. Hastalar önce sıvı gıdalara, sonra püreli gıdalara ve sonra katı gıdalara geçer. Hastaların püreli gıdalara geçmesi 1 ayı bulabilmektedir. Bu ameliyat sonrası hastalarda özellikle ilk bir yılda ciddi bir kilo kaybı olacaktır. Ancak, özellikle 5. yıldan sonra mide poşunun genişlediği ve hastaların önemli bir kısmının düzeltme ameliyatlarına ihtiyaç duyduğu da bildirilmektedir.

    Bu ameliyat günümüzde obezite cerrahisinde en çok kullanılan yöntemdir. Ameliyat sonrası hastaların ömür boyu vitamin takviyesi alması gerekebilir. Bu durum doktorlar tarafından hastalara belirtilir ve operasyon kararı bundan sonra alınır.
    Ameliyatın en büyük yan etkisi vitamin eksikliğidir. Bunun yanı sıra ishal ve kokulu gaz problemleri de sosyalizasyonu etkileyebilir. Tüm bu sorunlar medikal tedavi ile düzene girebilen sorunlardır.

    Mide Bypass Sıkça Sorulan Sorular

    Gastrik Bypass laparoskopik ameliyat yöntemi ile uygulanmaktadır. Kapalı olarak uygulanan operasyon çok sayıda küçük küçük kesiler açılarak gerçekleştirilir. Portlar kesiler aracılığıyla yerleştirilir ve bu sayede el aletlerinin karına ulaşması hedeflenir. Bunlardan birisi video kameraya bağlanan cerrahi teleskop ve diğerleri özelleşmiş cerrahi aletlerinin girmesi amaçlıdır. Doktor operasyonu bir video monitörden izler. Deneyimli bir laparoskopik cerrah birçok işlemi tıpkı aynı açık uygulanan ameliyattaki gibi kapalı olarak uygulayabilir.

    Tarihte ilk defa 1967 yılında gerçekleştirilen Gastrik Baypass ameliyatı ile 1993 senesinde gerçekleştirilen laparoskopik gastrik bypass (Roux-en-Y) ameliyatlar, zamanın kısıtlı cerrahi teknolojileri nedeniyle, en zor gerçekleştirilen operasyonlar olarak tarihte yerini almışlardır. Her ne kadar gerçekleştirmesi güç bir operasyon olsa da bu yöntemin kullanılması ve bu operasyonun sayesinde hastanede yatış süresinin kısalması, daha az iz kalması ve ameliyat yeri fıtığı olasılığının azalması dolayısıyla Gastric Bypass çok popüler hale gelmiştir.

    Midenin girişi ile birleştiği en üst bölümünden yutma borusu tarafında ufak bir mide kısmı bırakılır ve neredeyse midenin %90’ı devre dışı bırakacak şekilde kapatılıp kesilerek ayrılır. Bu sayede 30 mL’den ufak proksimal gastrik yani midenin giriş kısmında bir alan oluşturulur ve bu alana mide poşu denir. Bu oluşturulan yeni mide poşu neredeyse 1 çay bardağından daha az bir hacime sahiptir. Bu ameliyatta mide yerinde bırakılır ve herhangi bir kısmı çıkartılmaz. Mide poşu oluşturularak var olan mide ekarte edilir ve bu sayede gıdaların buraya ulaşması sağlanır.

    İnce bağırsakların distale (kalın barsağa) doğru giden kısımdan alınarak yaklaşık 50-75 cm kesilir ve oluşturulan yeni mide poşu ile ilişkilendirilir. Arkada duran ve iç kısmından safra ve pankreas sıvısı gelmeye devam eden ince barsak ucu ise yeniden bağırsakla bir araya getirilerek birleştirilir. Bütün bu kesme, ayırma, birleştirme ve ağızlaştırma uygulamaları bütünüyle ileri teknoloji ürünü olan, tek kullanımlık ve “stapler” olarak bilinen özel aletler ile uygulanmaktadır.

    Gastrik Bypass Ameliyatı ile hem gıda alımını hem de gıda emilimini sınırlandırır. Midenin neredeyse %95’lik bölümü, on iki parmak bağırsağı ve ince bağırsağın üst kısmı devre dışı bırakılmış bu sayede mide küçültülme yapılmış olur. Gastrik bypass mide boyutunu %90’ın üzerinde küçültür. Normal mide, bazen 1000 ml’e kadar genişleyebilir. Gastrik bypass poşu ise 15-30 ml büyüklüğündedir. Gastrik bypass poşu yani mide için yaratılan alan mide çok az esneyebilen üst bölümünde yaratılmaktadır ve bu sayede uzun dönemde poşun hacminde anlamlı bir artış gerçekleşmez.

    Hasta belli bir miktarda gıda aldığında oluşan ilk tepki, mide poşunun duvarının gerilmesi ve beyne midenin dolu olduğunu bildiren sinirleri tetiklemesidir. Hasta sanki büyük bir öğün yemiş gibi doygunluk hisseder, oysaki sadece bir kaç kaşık yemiştir. Pek çok kişi doygunluk hissettiğinde yemeyi kesmez. Fakat hastalar, artan rahatsızlık veya kusmadan kendini uzak tutmak adına, daha sonraki lokmalarını çok yavaş ve özenle yemeleri gerektiğini çok hızlı şekilde öğrenirler. Restriktif metodlara göre kilo verimi daha çoktur. Bireyin total aldığı enerji az ve yemeklere intolerans gösterme meyili daha fazladır. Bu sebeple hasta hem daha az yediği hem de yedikleri mideden bağırsağın başına değilde doğrudan sonuna doğru bağırsağa girdiği için kilo kaybı sağlar.

    Mücadele ettiği halde obeziteden kurtulamayıp formuna kavuşamayan ya da aşırı kiloyla birlikte, şeker direnci, eklem rahatsızlıkları gibi şikayetleri olan hastalara uygulanabilmektedir. Neredeyse beş yıl öncesine dek en fazla uygulanan cerrahi yöntem olan Gastric Bypass, tüp midenin daha yaygın hale gelmesiyle birlikte uygulanma oranı düştü. Tüp Mide ameliyatının ardından yeniden kilo almış hastalarda ikinci ameliyat yani (revizyon ameliyatı) olarak uygulanan olan bir yöntemdir. Yalnızca Tüp mide olmamakla birlikte daha önce mide bandı, mide katlama, ya da vertikal gastroplasti geçirmiş hastaların hepsine yapılabilir. Bu işlemlerin hepsi laparoskopik yöntemle yapılmaktadır.